-
T.C. MALİYE BAKANLIĞI’NA AVUKATLIK HİZMETLERİNDE KATMA DEĞER VERGİSİ SORUNU VE ÖNERİLER
• Hukuki Sorun
3065 sayılı KDV kanununun 1. maddesinde;
“1. Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,” denilerek bir kamu hizmeti ve serbest meslek olan Avukatlık hizmetleri de Katma Değer Vergisi mükellefiyeti hali oluşturan hizmetlerden sayılmıştır.
Mezkur kanun kapsamında vergilendirmede bir şeyin teslimi yahut bir hizmetin sunumu esas alınmıştır. Hizmet tarifinde ise, “bir şeyi yapmak ve işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebilir” şeklinde bir ifade kullanılmıştır.
Yine bu kanuna göre, vergiyi doğuran olay da bir malın teslimi yahut hizmetin yapılması olarak kabul edilmiştir. (3065 sk. md.10/f.1)
Avukatlık hizmetleri özelinde düşünüldüğünde, avukatın bir dosyaya vekâletname sunmasıyla birlikte o konuya ilişkin olarak bir Avukatlık Hizmeti sunmuş olduğundan herhangi bir ücret tahsilatına bakılmaksızın KDV mükellefiyetinin doğduğu anlaşılmaktadır. Zira Avukatlık hizmeti bir süreç boyunca kısım kısım hukuki yardım yapılması olarak anlaşılmaktadır.
Maliye Bakanlığı’nın B.07.01.GİB.0.O7.16-010.O6.O1 08.10.2010 89505 sayılı genelgesinde;
“1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde, yer alan avukatlık ücretine ilişkin açıklamalardan hareketle müvekkil ile avukat arasında sözleşme düzenlenmediği hallerde avukatlık hizmeti, avukatın üzerine aldığı işle ilgili kesin hüküm elde edilinceye kadar yapılacak tüm işlemleri kapsamaktadır. Buna göre, avukatlık hizmetinde sözleşmeyle aksi belirlenmemişse mahkeme hükmünün kesinleştiği tarih itibariyle vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir. Yine sözleşmeyle aksi belirlenmemiş olmak kaydıyla mukabil dava, bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra kovuşturmaları, her türlü hukuki yardımlar veya Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay’da temyizen ve bölge idare mahkemelerinde itirazen görülen işlerin duruşmalarının ayrı ücrete tabi olmaları nedeniyle bu hizmetler açısından hizmetin verildiği dönemde vergiyi doğuran olay meydana gelmekte ve ayrıca KDV hesaplanması gerekmektedir.” şeklinde bir açıklama ile bu husus açıkça tekrarlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu bu husustaki düzenlemede tahsil şartı öngörmüştür. Dolayısıyla avukatın, serbest meslek ifası sebebiyle elde ettiği gelire ilişkin vergi, o gelirin tahsil edildiği andan itibaren doğmaktadır. Avukatlık özelinde düşündüğümüz takdirde, bir avukat ne zaman tahsil edeceği belirsiz olan ücretine ilişkin vergiyi henüz müvekkili ile anlaşır anlaşmaz ödeme mükellefiyeti altına girmektedir. Bu mesleğin ifası sebebiyle doğrudan muhatap olunan bu iki vergi kanununun farklı şekilde düzenlenmiş olması sebebiyle aralarında bir yeknesaklık ve uyum sağlama zorunluluğu hâsıl olmaktadır.
• Öneri
Yukarıda özetle açıkladığımız soruna ilişkin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 10 maddesine 2. fıkra olarak aşağıdaki alternatif cümlelerinin eklenmesi önerilebilir.
•“Avukatlık hizmetlerinde, serbest meslek kazancı tahsil edilmedikçe verginin tahakkuk ve tahsil işlemlerine geçilemez.”
•“Avukatlık hizmetlerinde, avukat müvekkilinden serbest meslek kazancını tahsil edene kadar bu Kanun kapsamında verginin tahakkuk ve tahsil işlemlerine geçilemez, ancak avukatın beyanname verme mükellefiyeti aynı şekilde devam eder.”
•“Avukatlık hizmetlerinde vergiyi doğuran olaya ilişkin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümleri kıyasen uygulanır.”
Bir diğer düşünce ise, 3065 sayılı Kanun’un 10. maddesi 1. fıkrasına bir “l” bendi eklenerek aşağıdaki cümleler şeklinde bir düzenleme de yapılabilir.
•“1136 sayılı Avukatlık Kanunu gereği ifa edilen Avukatlık hizmetlerinden kaynaklanan serbest meslek kazançlarında, hizmetin karşılığı ücretin tahsil edilmesi.”
•“Avukatlık hizmetlerinden kaynaklanan serbest meslek kazançlarında, ücretin tahsil edilmesi.”
KDV Kanunu 10. maddesinin yürürlükteki hali de şu şekildedir.
Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi:
Madde 10 – Vergiyi Doğuran Olay:
a) Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,
b) Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi,
c) Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması,
d) Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi,
e) Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesine başlanması veya nakliyeci veya sürücüye tevdii,
f) (Mülga : 22/7/1998 – 4369/82 md)
g) Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi,
h) (Mülga : 5/11/1986 – 3316/2 md.)
ı) İthalatta, Gümrük Kanununa göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannemesinin tescili (2)
j) İkametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar tarafından yabancı ülkeler ile Türkiye arasında yapılan taşımacılık ile transit taşımacılıkta (Değişik ibare:27/1/2000-4503/3 md.) gümrük bölgesine girilmesi veya gümrük bölgesinden çıkılması (3)
k) (Ek: 16/6/2009-5904/10 md.) 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre düzenlenen ürün senetlerinin temsil ettiği ürünlerin depodan çekilmesi.
Anında meydana gelir.
İşbu avukatlık işlerinde KDV uygulamasına yönelik teklifimizin, vergi mevzuatımız kapsamında yapılan çalışmalarda değerlendirilmek üzere takdirlerinize arz ederiz.
Saygılarımızla,
Av. Cavit TATLI
Hukukçular Derneği Genel Başkanı