15 Temmuz FETÖ kalkışması sonrasında bağımsız mahkemeler tarafından yapılan yargılamaların hiçbir şüphe ve şaibeye yer bırakmaksızın tamamlanarak bir an evvel suçlulara hak ettikleri cezanın verilmesi, milletimiz ve biz hukukçuların en büyük beklentisidir.
Ülkemizi işgale açık hale getirme projesinin figüranlarına kinimiz ve öfkemiz ne kadar büyük olursa olsun, makul ve mantıklı yaklaşımdan ve hukuk sınırlarından hiçbir zaman vazgeçilmemelidir. Zira bu darbecilerin, kışkırtıcı davranışlarıyla bizleri taşımak istedikleri alan da budur.
Ceza yargılaması sürmekte olan ve henüz haklarında hüküm verilmemiş sanıkların duruşmalara tek tip kıyafetle çıkarılmasına yönelik çalışmalar olduğu kamuoyunca bilinmektedir. Ancak tek tip kıyafet uygulamasının evrensel hukuk kurallarından olan ve ceza yargılamasının en temel taşı olarak kabul edilen masumiyet karinesi ile bağdaşmayacağını düşünmekteyiz. Nitekim Anayasa’mızın 38/4. maddesi; “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmüyle masumiyet karinesini din, dil, ırk, millet ayrımı gözetmeden herkes için güvence altına almıştır. Yine Anayasa’mızın 15/2. maddesi ile masumiyet karinesi savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi dokunulması mümkün olmayan çekirdek haklar kategorisine dahil edilmiştir. Bu bağlamda henüz ceza yargılaması sürmekte olup suçlu oldukları kesinleşmemiş sanıkların suçlu gibi muamele görmesine neden olacak tek tip kıyafet tarzı uygulamaların, zaten zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde, özellikle yargılamaların devamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecinde devletimizi zor duruma düşüreceği aşikardır. Bu anlamda AİHM’deki yargılamalarda dosyaların esaslarından ziyade, “Adil Yargılanma Hakkı” ve “Masumiyet Karinesi” gibi ilkelerin ihlal edildiği iddiaları ile bu tarz usuli hataların ön plana çıkarılmak suretiyle, bir yandan darbenin ikinci planda kalması öbür taraftan da devletimizin mahkûm ettirilmesi gibi olumsuz durumlara sebebiyet vereceği kanaatlerini taşımanın yanında bu durumun hukuk devleti ilkesini zedeleyeceğini düşünmekteyiz.
Bu doğrultuda çok kolay bir şekilde çıkarılabilecek bir yönetmelik hükmü ile bu tip kışkırtıcı eylemler engellenebilecek iken, masumiyet karinesini zedeleyici ve hukuka uygun olmayan tedbirler alınması yönündeki gelişmelerin faydadan çok zarar getireceği kanaatini saygılarımızla kamuoyunun dikkatine arz ederiz.
Avukat Cavit Tatlı
Hukukçular Derneği Genel Başkanı